• 02/2021
  • furkanpeker
  • Hayat

Uyarı! Bu yazı SEO uyumlu bir yazı değildir. Sadece okumak isteyenlere yöneliktir.

İş Psikolojisindeki Dönüm Noktaları

İş Veren Psikolojisi;

İşveren olarak yönetmenin zorunluluğu kişinin üzerinde büyük bir yük oluşmasına sebebiyet verir. Eğer işveren alanında çalıştığı sektöre çekirdekten yetişerek veya işi kendi adımları ve eforları ile öğrenerek geldiyse ince noktalarından haberdar olarak yetişir. Bunun devamında da müşteriyle nasıl konuşulması gerektiği hatta işi hangi müşteri için nasıl ilerletmesi gerektiği hakkında tecrübelenir.

Kendince ilerlediği ve süreci yönetebildiği bu durumda tecrübelenmek onun için güzeldir fakat zaman geçtikçe ve işleri arttıkça altından kalkamayacak, yardımcı olacak birisine ihtiyaç duyacaktır. Bu yardımcı olacak kişi ya kendi iş yaptığı sektörden olacak ya da etrafından tanıdığı birisi olacaktır. Çevresinden tanıdığı bir kişi üzerinden ilerleyelim. Yanına aldığı kişiyi sektörü için eğitmeli ve küçük ödevler / işler vermeli bunları kontrol etmelidir. Bu sayede o kişinin yeteneklerini ve işe olan saygısını ölçecektir.

Çalışanın saygısında ve işi alıp ilerletmesinde sorun görmeyen yönetici alanda uzmanlık ve daha büyük hedefler koyacaktır. Tek başına 10 günde bitirebileceği bir iş için çalışanı ile birlikte aynı işten 2 tane alarak bu sürede iki işi bitirmeyi hedef koyacaktır. Bu süreçte de çalışanın baskı altında nasıl bir yol izlediğini görecektir. Pes etmek veya bahaneler üretmek yerine çözüm odaklı olmak yöneticilerin hoşuna gidecektir.

Belli bir süre bu şekilde devam eden yönetici ve çalışanın işleri büyütmesi ile birlikte yanlarına bir kişiyi daha alması icap edecek ve ya işi bilen tecrübe sahibi bir çalışan ya da çevresinden bir kişiyi seçecektir. Biz yine çevresinden ilerleyelim. Bu sefer yöneticinin aklında işi tamamen devretmek ve hayattan zevk almak vardır. Kendisi tamamen işin dışında sadece kontrol mekanizması olarak işin içerisinde olmak isteyecektir. İşin yürütülmesi ve müşteri ilişkileri çalışanlar üzerinde olacaktır.

İş devri yönetici için kolay değildir. Kendi azmi ve çabası ile geldiği konum neticesinde “iş devir sonrasında nasıl bir yol izleyecek?” gibi soru işaretleri ile kafası meşguldür. Bu iki çalışanı için, “Hangisi süreci daha iyi yönetebilir? Benim kadar efor sarf edecekler mi? İşe sarılacaklar mı yoksa yerlerinde mi sayacaklar? Elbette ilk başta tökezleme olacaktır fakat ilerleme kaydederler.” gibi düşüncelerin yanında “Ben yine el atarım napayım bir çuval inciri berbat ettiremem eninde sonunda.” gibi düşünceler de olmaktadır.

Bu kadar soru işaretinin yöneticinin kafasında olmasının sebebi çevresinden birisini çalışan olarak seçmesi ve alanında yetiştirmek için kendi düşüncelerini kullanmasıdır. Fakat alanında uzman ve işinde az da olsa tecrübeli bir kişiyi çalışan olarak seçmiş olsaydı, arasında herhangi bir bağ olmasaydı bu düşünceler içerisinde olmayacaktı. Aklında sadece şu olacak. “Bu kişi bir çalışan, kendi yaptığım işleri devrederim ve bir süre izlerim, baktım işi kıvırıyor, devam eder. Kıvıramazsa yeni sulara yelken açarım.”

Fakat tanıdığı ve çevresinden olan kişileri işe alan yönetici bu düşünceleri aklından geçiremez ve sırtına daha fazla yük alır. Tanıdığı olan çalışanları işi kıvıramasa bile sürekli arkalarında olacakmış gibi bir düşünce içerisine girer. Bu yöneticinin iş gidişatında kafasında olan düşüncelere ek yorgunluklar katacaktır.

İş Alan Psikolojisi;

Belli bir noktaya gelmiş iş için gelen tanıdık psikolojisine gelirsek. İşe gelen tanıdık öncelikle ortama alışmaya çalışır ve yöneticinin kişiliğine, nasıl bir karaktere sahip olduğuna bakar. Ne kadar tanıdığı olsa da iş sektöründe nasıl ilerleme kaydettiği ve iş ilişkisinin nasıl olduğu farklı olan noktalardandır. Sektör hakkında bilgi sahibi olmayan çalışan için öncelik işi öğrenmek olacaktır. Yöneticinin işin inceliklerini bildiğini ve ondan bir şeyler alması gerektiğini bilir.

Bu süreç içerisinde kendi azmi ve uğraşları ile hem işi öğrenen hem de fayda sağlayan çalışan zamanla kendisi için sektörün getirilerine ve götürülerine hakim olmaya başlar. İşi öğrenmeye başladıkça nerde ne yapması gerektiğinin farkına varır. Burada iki farklı yetişme tarzı vardır. Ya yöneticinin çizgilerinde yetişen bir çalışan ya da kendi çizgileri ile ilerleme kaydeden bir çalışan. Yönetici çizgisinde, sınırlarında yetişen çalışan fazla üretken olamaz ve dışa dönük farklı noktaları göremez. Kendi imkanları ve görüş yetenekleri ile bir noktaya gelen çalışan ise hem kendine olan güvenini kazanır hem de alanında olan uzmanlığının kendi eforu ile doğru orantılı olduğunu anlar.

İlerleyen zaman ile birlikte yönetici ile aynı zamanda farklı işleri süresine tabi bir şekilde tamamlayan çalışan, işte yavaş yavaş yetkinliğe ulaştığı ve süreci kendi başına yönetebileceğinin düşüncesi aklında yer etmeye başlar.

Burada farklı bir noktaya değinelim. Çalışanın yönetici çevresinden olması yani tanıdığı olmasından kaynaklı çıkabilecek sorunlar;

  • Baskı altında çalışamamak ve işi bırakma isteğinin çabuk gelmesi.
  • Kaytarma durumlarının ortaya çıkması ve bahanelerin üretilmesi.
  • İşin yürütülmesinde yönetici ile çakışmak, kendini karar mercii görmek.
  • Müşteri ile yönetici dışında anlaşma yapmak, iş almak, süreç başlatmak.

Bu maddeler neden tanıdık bir çalışanın yapabileceği maddelerdir? Yöneticinin çevresinden olmayan bir kişi bu maddeleri yapamaz mı?

Yapamaz. İşin yönetici tarafından yönetildiğini ve karar merciinin o olduğunun farkındadır. Bu maddelerin kendisi tarafından yapıldığında işine son verileceği ya da gelecekte alacağı terfilerin bir kez daha düşünüleceğini bilir. Bu maddeler biraz da lider ruhlu kişiliklerde karşılaşılan durumlardandır. Lider ruhlu tanıdık çalışan ve Lider ruhlu tanıdık olmayan çalışan olarak da ayırabiliriz. Lider ruhlu tanıdık çalışan yukarıdaki maddeleri yapmaya meyillidir. Fakat Lider ruhlu tanıdık olmayan çalışanlar ise yöneticiye fikirler sunmak zorunda ve işin kendi istediği kısma gelmesi için temel hazırlamak durumundadır. (Süreç yönetiminde)

İş devrinde çalışan psikolojisi ise müşteri ilişkilerinin yanında iş teslimi için efor sarf etmesi aynı zamanda işin doğruluğunun kontrolünün kendinde olması, herhangi yanlış bir durumda kendisinin sorumlu olacağı aklındadır.

Velhasıl;

Üretken olmak kendi başına bir yerlere gelen kişiler için önemlidir. Yeni yollar bulmak, farklı bakış açısı ile bakmak, jenerasyona ayak uydurabilmek, müşterinin isteklerini anlayabilmek, tarzlara göre sunumu yakalayabilmek yönetici veya çalışan fark etmeksizin sonradan edinilebilen hususlardan değildir. Tecrübe ile kazanılanlar ve kişinin kendinden gelen yetenekleri vardır. Bu yetenekler ve tecrübe birleştiğinde ortaya güzel işler çıkmaktadır. Tecrübe için de o işte veya sektörde temelden yetişmek gerekir.

Farklı bir bakış açısı ile bakarsak, okulunu okumak gerekir. Eğitim kişinin kendinde olanları ortaya çıkartır. Kişinin kendinde olanları görmesi ise hangi sektörde çalışması gerektiğini bildirir. Uzmanlığını alacağı noktaya eğilir ve gelişir.

İşin okulunu okuyun ve kendinizi bildiğiniz konuda ilerlemeyi hedef koyun. Sonrasında da tanıdığınızın iş verenliğinde uzman olduğunuz konuda çalışın. Bu dönemde istediğiniz işi yapmak, zevk aldığınız konumda olarak para kazanmak da hayal gibi nede olsa!

Farklı bakacak olursak; tanıdığınızın işi neyse onu okuyun da açıkta kalmayın. Demiyorum tabii ki(!)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir